Kara Kapı

Kara Kapı


Arif ensesinde bir yanma hissiyle uyandı. Gökyüzünde Proxima Centauri, kırmızı ışınlarını yeryüzüne yayıyordu. Çaresizliğin verdiği acı hisle dört gündür uyuyamadığını hatırladı, en sonunda masanın üstünde uyuyakalmış olmalıydı. İçinde bulunduğu durum, acı bir şekilde tekrar aklına geldi.

2073 yılına kadar en yakın kara delik olarak 2800 ışık yılı uzaklıktaki 616 Mon biliniyordu fakat bu da diğer kara delikler gibi çift yıldız sistemiydi. Fakat 2073 yılında Dünya’ya, Güneş’ten sonra en yakın yıldız olan Proxima Centauri’nin önünden geçen bir kara delik saptandı. Bu kara delik aynı zamanda bu yöntemle keşfedilen ilk kara delik olma özelliğini de taşıyordu. Sonra hemen kara deliği araştırmak üzere kriterlere uyan gönüllülerden bir ekip oluşturuldu ve kara deliğe yalnızca 150 milyar km uzaklıktaki Proxima Centauri yıldız sisteminin Proxima-b ötegezegenine bir yolculuk planlandı. Artık uzay yolculukları eskisi kadar uzun sürmüyordu, 2047 yılında yapılan bir keşif sayesinde uzay araçları artık çevrelerinde uzay-zaman dokusundan izole bir bölge oluşturup ışık hızının 1/4’üne varan hızlarda ilerleyebiliyorlardı.

Ve sonunda beklenen gün geldi, gönüllüler 20 yıl sürecek yolculuklarına uğurlandı. Zamanlarını genellikle yapay zekanın oluşturduğu sanal evrende geçirdikleri 20 yıldan sonra nihayet Proxima-b gezegenine ulaştılar.

21 Dünya ayı süren araştırmalarında birkaç teorinin sağlaması dışında yeni hiçbir sonuca ulaşamamışlardı ve görevin bitimine 1 Dünya ayı kalmıştı. Kara delik çevresindekilerle birlikte artık umutlarını da yutuyordu.

İşte Arif’i dört gün ayakta tutan şey de tam olarak buydu. 1 ay kalmıştı ama hiçbir şey bulamamışlardı. Çocukluğundan beri hayal ettiği konuma gelmişti artık ama neden bu kadar yakındayken bile kara delik hakkında hiçbir şey bulamıyorlardı. “Daha yakından, içine girecek kadar yakından baksam…” dedi içinden. Bunu öylesine demişti aslında, ne kadar delice bir fikir olduğunun kendisi de farkındaydı. Milyonlarca ihtimal vardı, ölebilirdi. Sonra sesli olarak tekrar etti: “Yakından baksam…”.

O an yıllardır süregelen merakın verdiği cesaretle kararını verdi. Merak bir kez daha bilinmezliğe galip gelmişti. Gidecek ve o kara deliğe girecekti. Kimse anlamadan yola çıkması lazımdı. Gözlerini keşif aracına dikti. Bekleyecek zamanı yoktu. Keşif aracında yeterli kaynak olduğunu varsaydı. Aslında keşif aracıyla şu ana kadar hiçbir işi olmamıştı, zaten planda da yoktu fakat hem kullanımı basitti hem de Dünyadayken başlangıç düzeyinde bir eğitim almıştı. Ve binip vakit kaybetmeden yola çıktı. Uzaya çıkması fazla uzun sürmedi. Rotayı kara deliğe ayarladıktan sonra yiyecek ve içecek durumuna baktı. Tam bir hayal kırıklığıydı. Normal bir şekilde beslenmesiyle 14 gün yetecek kadar malzemesi vardı ve yolculuk yaklaşık 1 ay sürecekti. Ama yapabileceği bir şey yoktu, artık geri dönemezdi.

Bir ayı aşkın yolculuğun ardından beklenen an geldi, 34. günün sonunda uzay aracı artık olay ufkuna girdi. Kara deliğin çekim gücünün iyiden iyiye arttığını gören Arif 3 günlük açlığını unutarak heyecandan gözlerini faltaşı gibi açtı, gittikçe hızlanıyordu, çok garip hissediyordu, midesi bulandı ve bayıldı.

Kendine geldiğinde sık aralıklarla meydana gelen anlık parlamalar görüyordu. Öncelikle aracın arkasında kalan, gittikçe uzaklaştığı devasa düzlüğü fark etti. Biraz daha dikkatli baktığındaysa aracın çevresinde anlık olarak gözüken ve yüksek süratlerle dönen bir sürü küre olduğunu gördü. Başta gördüklerine inanamıyordu, ne olduğunu anlamlandırmaya çalıştı ama bir sonuca varamadı. Bir süre sonra arkasındakinin düzlükten ziyade küresel bir şekle sahip olduğunu fark etti. O sırada beyninde bir şimşek çaktı ve dehşete düştü. Çevresinde delice dönen şekiller elektron olmalıydı ve arkasında gördüğü bütün bir evren, yalnızca bir kuarktı.

Yusuf Zahit Mert






İletişim

Herhangi bir konu hakkında çeşitli kanallardan bana ulaşabilirsiniz.